25 Ağustos 2011

borges








"babam çok anlayışlı ve bütün anlayışlı insanlar gibi de çok sevecen bir adamdı. bir keresinde askerlere, üniformalara, kışlalara, bayraklara, kiliselere, rahiplere ve kasap dükkanlarına iyi bakmamı söylemişti bana. çünkü bunların hepsi de yok olup gitmek üzereydi ve çocuklarıma tüm bunları gerçekten gördüğümü söyleyebilmeliydim. ne yazık ki bu kehaneti doğru çıkmadı..." 


bugün doğum günüymüş. borges adını ilk kez ne zaman duyduğumu hatırlamaya çalıştım sabah. o ünlü "yeniden gelseydim hayata" şiiri ile mi, yoksa "kum kitabı"nı mı okumuştum ilk, hatırlayamadım gerçekten. ama kitaplık denince akla ilk gelen adamın en sevdiğim kitabına uzandı elim. "borges ve ben." aslında, bilirsiniz, borges'in böyle bir kitabı yok. hayattayken bir dergi için yaptığı, "bir özyaşamöyküsü denemeleri" anlatılarından ve bazı kitaplarında kendisinden fazlaca bahsettiği bölümlerden alıntılarla derlenip çevrilmiş bir celal üstel eseri bu. yukarıdaki alıntı kitaptan, can yayınları baskısından. 

babasının gerçekleşmeyen şahane güzellikteki kehanetine, içim burkularak takılıp kaldım, uzunca bir süre... bugünlerde... özellikle...


fotoğraf şuradan