23 Temmuz 2011

amy!







i cheated myself,
like i knew i would,
i told you i was trouble,
you know that i'm no good...




şu -genellikle- tatsız tuzsuz yeryüzünde, dinlemekten en mutlu olduğum seslerden biriydi amy. ilk kez 2006 yılının hemen başında  "you know i am no good" ile dinlemiş de şahane sesine hayran kalmıştım, çok özlediğim beklediğim bir şeydi sanki şarkı söyleyişi... sesini dinledikten çok sonra gördüm sûretini. diğer "star"lardan görüntüsüyle de çok farklı ve özeldi amy. canlı bir konser kaydıyla izlemiştim meselâ. korunmaya muhtaç küçük bir kız gibi görünen, insanda merhamet uyandıran o çok zayıf bedeniyle sahneye sendeleyerek çıktı. kollarında, bacaklarında, dövmelerine ilave, makyajın saklamayamadığı morluklar farkediliyordu. amy mikrofona dizleri titreyerek ulaştı. kopkoyu siyah, uzun, kabarık saçlarının tepesinden bir şey alıp kokladı ve doğruldu, bedenini dikleştirdi. çok az insanda duyulacak güçte ve güzellikte bir sesle şarkı söylemeye başladı... söyledikçe büyüdü, güçlendi... söyledikçe güzelleşti amy... dünyaya alışamayan kuşağın bugünkü temsilcisiydi. önce bağlayıp sonra yavaş yavaş kendini yok edişini izlettirdi bize. reddedişindeki güzelliği duyduk sesinde, seyrettik hâlinde, bedeninde... 

teşekkür ederim, her şey için, amy...