11 Nisan 2011

mañana









okuduğum kitapta meksikalı bir adam var. neşeli kahkahalar atıyor durmadan ve hep "manana" diyor. manana.  cebinde içki içmek için her zaman bir kaç doları oluyor. evinden uzakta ve kalacak yeri yok. eski püskü arabasında uyuyor genellikle veya kapı dışarı edilene kadar bir kaç günlüğüne bulduğu bir sevgilinin evinde bazen. "boş ver oğlum" diyor, "yarın bir dolu para kazanacağız, bu gecenin tadını çıkaralım". manana. "yarın her şey güzel olacak." hep, manana... yanında seyahat eden amerikalı bu sözcüğü o kadar çok duyuyor ki "manana, ne hoş bir sözcük. cennet anlamına geliyor olmalı" diye düşünüyor...





resimdeki, j. kerouac