10 Nisan 2011
pa negre
" -ispinozu görüyor musun andreu? ispinozlar kuşlar arasındaki en ürkek cinstir, hep kaçmak isterler. kafesi küçük çubuklardan yapılmış olmazsa gagasını ve kanatlarını mahveder... bendeki de aynı hastalık... anlıyor musun? kuşlar özgür olmak ve uçmak ister andreu. tıpkı melekler gibi onların da sınırları yoktur. onları kafeste tutabiliriz ama karakterlerini değiştiremeyiz..."
babası, elini kalbine koyup, başı dik, gözleri ışıl ışıl gülümseyerek ideallerinden bahseden muhteşem babası, o karanlık faşistlerin nefret ettiği kahraman babası, sahip oldukları tek şeyi yoksulluğa satınca, "bir kuş katiline" dönüştü katalonyalı çocuk... halbuki ne her gün içinden geçtiği, akla hayale gelebilecek en korkunç ölüm sahnesine, günahkâr manastırlarına, eşcinsellerin cinsel organlarının bağlanıp koparıldığı infaz sahnelerine, benzerleriyle birlikte izole yaşayan, yiyeceğini paylaştığı hastalıklı genç adama, kuzeninin tehlikeli oyunlarına tanıklık ettiği o tekinsiz orman, ne annesi, ne savaştan yorgun çıkmış kalabalık ailesi, ne korku, ne baskı, ne "kara ekmek"le hayatta kalma çabası... hiçbiri söndürememişti gözlerindeki ışığı...
"les mentides dels grans crien petits monstres"